Rusya-Ukrayna savaşı sonrası yaşanan göç akını ile Avrupa’ya gelen göçmen çocukların akıbeti bilinmiyor.
Kayıp çocukların fuhuş ve insan ticareti üzere yasa dışı işlerde kullanıldığı pek çok kere milletlerarası sivil toplum örgütleri tarafından belgelenmesine karşın bu vakte kadar kaç çocuğun kaybolduğu, kaçının hayatta olduğu ve nerede bulundukları tespit edilemiyor.
Sakarya Üniversitesi bünyesindeki Diaspora Araştırmaları Merkezi araştırmacılarından Zehra Hopyar, AA muhabirine, 20 Kasım Dünya Çocuk Günü münasebetiyle, Avrupa’da kaybolan sığınmacı çocuklarla ilgili değerlendirmede bulundu.
Hopyar, Avrupa’daki kayıp göçmen çocuk hadiselerinin 2015’teki mülteci kriziyle başladığını, son yıllarda Avrupa genelindeki refakatçisi olmayan çocuk sayısının büyük oranda arttığını belirterek, dezavantajlı kümedeki bu çocukların eğitim, besin, sıhhat üzere temel haklardan yoksun ömür sürdürdüklerini söz etti.
Avrupa’da insani şartlardan uzak yaşayan ve ailesiz büyüyen çocuk sığınmacıların güvenliğinin de bulunmadığına dikkati çeken Hopyar, her yıl binlerce çocuğun Avrupa sonları içinde kaybolduğunu söyledi.
Hopyar, şöyle devam etti:
Hopyar, İngiltere, Almanya ve İtalya üzere birtakım ülkelerde devlet nezaretindeki çocukların da kaybolduğunu kaydederek, “İngiltere’de Temmuz 2021-Ağustos 2022 aralığında 116 göçmen çocuğun kaybolduğu açıklandı. İtalyan hükümeti, 2022’nin birinci 4 ayında en az 2 bin 409 çocuğun kaybolduğunu duyurdu. Mayısta Alman Federal Kriminal Dairesi, ülkede her yıl 1600’den fazla çocuğun kaybolduğunu, bu çocukların yarısından fazlasının sığınmacı çocuklar olduğunu bildirdi.” sözlerini kullandı.
Artış gösteren kayıp göçmen çocuklar konusunda sadece sivil toplum kuruluşları, aktivistler ve gazetecilerin çalışmalar yürüttüğünü, Avrupa’nın ise bu mevzuda sessiz kaldığını vurgulayan Hopyar, hükümetlerin bu mevzuda elini taşın altına koyması gerektiğini lisana getirdi.
“BU ÇOCUKLARA NE OLDU, NEREDELER?”
Hopyar, sığınmacı çocukların, kabahat örgütlerinin gayesinde olduğuna işaret etti.
“Artık sayıların ötesine geçip ‘Bu çocuklara ne oldu, neredeler ‘ sorusunun karşılığına odaklanmak çok daha manalı.” diyen Hopyar, şunları anlattı:
Kaybolan çocuklarla ilgili yapılan araştırmalarda farklı hak ihlallerinin de ortaya çıktığına dikkati çeken Hopyar, “Bu çocuklar, erken yaşta evlendirilme ve çocuk personelliği üzere istismarlara da maruz kalabiliyor. Vasıf ve yetenek gerektirmeyen, tehlikeli, makûs şartlara sahip, kimsenin çalışmak istemediği işlerde artık göçmen çocuklar çalıştırılıyor.” şeklinde konuştu.
Hopyar, hususun Rusya-Ukrayna savaşı ile tekrar gündeme geldiğine işaret ederek, “Kayıp çocukların varlığını tüm dünya 2016’da Avrupa Birliği Polis Teşkilatı Europol’ün Avrupa’da çocukların kaybolduğuna ait raporuyla fark etmişti. Rusya-Ukrayna savaşıyla bu husus tekrar hatırlandı. Savaş nedeniyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan bu bireylerin yarısı çocuk. Bu çocuklar göç yolundaki güçlü şartlar nedeniyle kayboluyor ya da insan kaçakçıları tarafından kaçırılıyor.” diye konuştu.
Devlet nezareti altındaki çocukların da gereğince korunmadığını vurgulayan Hopyar, “Şiddet, istismar, insan ticareti üzere bilumum berbat muamelede en kırılgan kümelerin başında gelen refakatçisiz çocukların güvenliğinin sorumlusu Avrupa ülkeleridir lakin her geçen gün artan sayılara ve fecî tabloya karşın kayıp mülteci çocuklar problemi, Avrupa’nın göz yumduğu en büyük hak ihlallerinden biri olarak anılmaya devam edecek.” dedi.
