Diyanet İşleri Başkanlığı, “Deprem, sel ve gibisi nedenlerle barınma muhtaçlığı ortaya çıkan ve zekat alabilecek durumda olan afetzedelere, kendilerine mülk olarak teslim edilmek üzere zekat parası ile konut yapılabilir.” açıklamasında bulundu.
Başkanlık tarafından yayımlanan bildiride, Din İşleri Yüksek Konseyine ağır halde depremzedelerin muhtaçlıkları ve bilhassa kalıcı konut imali için zekat verilip verilemeyeceğine yönelik soru geldiği belirtildi.
Konuya ait karşılığın kamuoyuyla paylaşıldığı belirtilen bildiride, vatandaşların zekatlarını daha çok ramazan ayında vermeyi tercih ettikleri söz edildi.
Kurulun 8 Şubat’ta “Depremzedelere zekat verilmesi” ve 15 Şubat’ta da “Afetzedeler için zekat parasıyla barınma yerleri yapılması” bahislerinde açıklama yayımladığı hatırlatılan iletide, şunlar kaydedildi:
“Dolayısıyla zelzele, sel ve gibisi nedenlerle barınma muhtaçlığı ortaya çıkan ve zekat alabilecek durumda olan afetzedelere, kendilerine mülk olarak teslim edilmek üzere zekat parası ile konut yapılabilir. Depremzedelerin muhtaçlıklarını giderme noktasında yapılan yardımları organize etmek için yetkili ve sorumlu kılınan AFAD’ın açtığı özel zekat hesaplarına, Heyetimizce daha evvel yayımlanan açıklamalar çerçevesinde, zekat almaya hak sahibi olan depremzedelere kalıcı konut yapılması için zekatların verilmesi uygundur.”
“DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA YALNIZCA ZEKATTAN İBARET DEĞİLDİR”
Ramazanın Kur’an ve ibadet ayı olduğu kadar yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma ayı da olduğu vurgulanan bildiride, Başkanlığın bu yılki temasının “Ramazan ve Dayanışma” olarak belirlendiği kaydedildi.
Mesajda, ramazan ayı boyunca dayanışma şuurunu daha güçlü kılacak faaliyetlerin yapılması gerektiği belirtilerek, şu sözler kullanıldı:
“Dinimize nazaran, dayanışma ve yardımlaşma sorumluluğu yalnızca zekattan ibaret değildir. Zekat dışındaki infak ve bağışlarla da yardıma muhtaç olanlara ulaşmak ve yaralarını sarmak inancımızın bir gereğidir. İlahi rahmetin yeryüzüne sağanak sağanak indiği ramazanda yapacağımız ibadetlerin ruhlarımıza sükunet, gönüllerimize letafet, kalplerimize ve zihinlerimize feraset kazandırmasını temenni ediyoruz. Bu mübarek mevsimi, ailelerimizin, ülkemizin, İslam aleminin ve bütün insanlığın huzur ve selametine vesile kılmasını aziz Rabbimizden niyaz ediyoruz.”